Baş ağrısı çocuklarda ve ergen yaş grubunda sık görülen, hastayı ve aileyi oldukça tedirgin eden bir belirtidir. 9-18 yaş arasında sıklığı %40 civarındadır. Çocukluk çağı migreni ise, tekrarlayan baş ağrıları nedenleri arasında ilk sırada gelmektedir. Migren, büyük çocuklarda aktiviteden ve etkinlikten kaçınma, okul performansında düşme, karanlık bir odada dinlenme, uyuma isteği, kusma ile rahatlama şeklinde belirtiler gösterebilir. Küçük çocuklarda ise oyunu bırakma, sessiz kalma, soluklaşma, kusma, davranış değişikliği ve uyumayı isteme gibi davranışlar migreni akla getirir. Ayrıntılı öykü, nörolojik muayene ve yardımcı laboratuvar yöntemleri ile baş ağrısının nedeni veya nedenleri bulunmalı ve gerekirse tedavi edilmelidir.
Halk dilinde ateşli havaleler olarak bilinen febril konvülziyon, çocukluk çağında en sık görülen nöbet tipidir. 6 ay-5 yaş arası çocuklarda görülen ateşe bağlı olarak ortaya çıkan nöbetlerdir. Herhangi bir enfeksiyon ateşe neden olabilir, genetik olarak yatkın çocuklarda belli bir yaş aralığında ateşli havaleler görülebilir. 5 yaş altındaki çocukların %2-5'inde gözlenir. Hastaların %70'i sadece bir kez ateşli havale geçirirken, %10'u iki ve daha fazla sayıda nöbet geçirir. Ailenin ateşi farketmesi, ateşi düşürerek çocuğu rahatlatması ve nöbet anında yapılacakları bilmesi gereklidir.
Kendiliğinden ve tekrarlayan nöbetlerin (ateşsiz havaleler) olması durumunda epilepsi teşhisi konulur. Halk arasında “Sara” olarak bilinmekte ve çoğu kez tedavisinin olmadığı sanılmaktadır. Ancak çocuklarda büyük oranda başarı ile tedavi edilebilmektedir. Hayatın ilk 1 yılında en sık olup, yaklaşık olarak her 100 çocuktan 1’inde epilepsi görülmektedir. Buna göre ülkemizde yaklaşık 200 bin epilepsili çocuk, dünya genelinde de 50 milyondan fazla epilepsi hastası bulunmaktadır. Hayat boyu insanların %5’i en az bir kez nöbet geçirmektedir. Uzun süre aç kalmak, stres, uykusuz kalmak, alkol, kahve ve kola gibi içecekler epilepsiye yatkınlığı olan çocukların nöbet geçirilmesini kolaylaştırabilir. Bilgisayar ve televizyon gibi parlak ışık saçan cihazlar özellikle ışığa duyarlı epilepsisi olan çocuklarda nöbete sebep olabilir.
Nöbet sırasında görülen klinik bulgulara göre epilepsi teşhisi konulabilir. Epilepsi teşhisi için EEG; epilepsinin nedenini araştırmak için de MRG çekmek yararlıdır. Ancak epilepsi hastalarında EEG ve MRG’ nin normal olabileceği unutulmamalıdır. Nöbetler, genellikle birkaç dakika içerisinde kendiliğinden durmaktadır. Dolayısıyla nöbet geçiren birini gördüğümüzde hasta çocuk, düz bir zemine yan yatırılarak solunum yolu açık tutulmaya çalışılır, ağızda köpürme ve kusma varsa temizlenir, panik yapmadan kafasını sert yerlere çarparak kendine zarar vermesi, dilini ısırması engellenir. Nöbet 2-3 dk içerisinde sonlanmadıysa 112 aranarak, hasta en uygun sağlık merkezine ulaştırılmaya çalışılır.
Serebral palsi yani beyin felci; hamilelik sırasında, doğumda ya da doğum sonrasında bazı nedenlerden dolayı beynin hasar görmesidir. Beyin felci sinir ve kas sistemini etkileyerek çocuğun hareket kabiliyetini ve normal gelişimini kısıtlar. Serebral palside konuşma ve yutma problemleri, işitme ve görme bozuklukları, zihinsel fonksiyonlarda gerilik ve nöbetler görülebilir. Anne baba arasındaki kan uyuşmazlığı, hamilelik sırasında geçirilen enfeksiyonel hastalıklar, alınan bazı ilaçlar, erken veya geç doğumlar, zor doğumlar, bebeğin oksijensiz kalması, erken çocukluk döneminde geçirilen ateşli hastalıklar, kazalar, zehirlenmeler, beyin ve beyin zarı enfeksiyonel hastalıkları serebral palsiye neden olan durumlardır.
Beyin gelişimi için ilk 3 yıl, kritik öneme sahiptir. Gelişme geriliği; konuşma ve dil gelişimi, motor gelişim, sosyal gelişim ve bilişsel gelişim alanlarındaki gerilik olarak tanımlanır. Normal gelişim için gerekli nöral yollar hayatın ilk yıllarında oluşur. Çocukluk yaş grubunda,%12-16 oranında gelişme geriliği görülmektedir. Gelişme geriliklerinin olabildiğince erken tanınması, bu çocukların erken tanı ve tedavi hizmetlerinden yararlanması açısından önemlidir.
Otizm spektrum bozukluğu sosyal etkileşimde kısıtlılık, sözel ve sözel olmayan iletişimde bozukluk, sınırlı ilgi alanları ve tekrarlayıcı davranışlarla karakterize %1-1,5 sıklıkta görülen bir nöro gelişimsel bozukluktur. Otizm spektrum bozukluğu olan hastada klinik nöbet şüphesi ve dil becerisinde gerileme varlığında EEG yapılması gerekliliğinin yanı sıra eşlik eden entelektüel yetersizlik varlığı da EEG incelemesi gerektiren nedenlerden biridir. Bu hastalığa sahip çocuklarda ek nörolojik bulgu ya da özgeçmişlerinde nörolojik bir hastalığı düşündüren bir özellik varsa beyin MRG; nöbet şüphesi, dil becerisinde gerileme ve eşlik eden zihinsel yetersizlik varlığında da EEG yapılması gerekmektedir.